mantık ilmine giriş denemeleri

yaklaşık 7859459 deneme sonucunda kelam yahut felsefeyle uğraşmayı kendime kendimce sebeplerle men etmiş olmama rağmen, bugün yine gaza gelip bi programın ilk dersine girdim. bu seferki efsane güzel geçti 3 saat sürmesine rağmen. tabi bunun sebebi işlediğimiz dersin tam kelam ilmi olmamasına da bağlanabilir, mantık kitabı süllem'e başladık. belki bilenler bilir, mantığın daha ilk kitaplarından(mış), fakat bizim seviyemiz anca buna yetiyor napalım.

her neyse. bunu neden yazıyorum: hatıra niyetine biraz, biraz da öğrendiklerimi tekrar edeyim diye. bir de iki husustan istifade edilsin istedim. aslında bilginin çeşitlerinden girip tasavvur ve tasdik olaylarını açıklamak da istiyor gönlüm, çünkü çok hoş mevzular ama biraz sıkıcı gelebilir meraklısı olmayana. şimdilik başka şeyleri açıklayayım.*

1) Refutation

giriş mahiyetinde basit bir önermeyle başlandı.

şimdi mesela karşımıza "tanrı kaldıramayacağı taşı yaratır mı?" gibi bir sual çıktı.


bu sorunun saçma, safsata olduğunu zaten herkes ilk bakışta anlayabiliyor, eyvallah. mantık ilminin olaylarından biri ise, bu cümleyi (ve dolayısıyla bundan daha üst level'dakileri de) sistematik bir şekilde çürütmek ya da doğrulamak. peki bu sistematik çürütme dediğimiz olay nasıl olabilir?

iki şekilde mümkün: a) tahkiki b) ilzami

a) tahkiki

bu kısımda yapmaya çalıştığımız şey cümleyi basit matematik denklemine dönüştürmek. amaç ifadeyi değişken değiştirmeleri kullanarak a=a'ya getirmek. denklemi a=a'ya getirdikten sonra itiraza devam edenle zaten tartışma bitirilir.

"tanrı kaldıramayacağı taşı yaratır mı?"

bu sorudaki "tanrı" kelimesi örtük bir kelime. bunun yerine şu ifadeyi kullanalım: "her şeye gücü yeten".
"kaldıramayacağı şey" yerine de "yapamayacağı şey" ifadesini getirelim.
cümle şu hale geldi: "her şeye gücü yeten, yapamayacağı şeyi yapabilir mi?"

soru safsata, dağılabiliriz.

b) ilzami
burada mesele karşıyı susturmak.
"hiç çocuğu olmamış bir anne gösterebilir misin?" sorusu sorulur burada. bu kadar.


2) Tahkiki İman vs. Taklidi İman

(bu mevzu direk dersle alakalı değildi, sorularla buraya geldik.)

değinmek istediğim bir başka mesele de, şu ana kadar hepimizin mutlaka bir zamanlar düşündüğü tahkiki/taklidi iman meselesi. (bkz: eski bir yazım). bu konuda kafalar karışık, ama taklidi imana cevaz veren alimler de bu tür bir imanın yine günah olduğunu vurguluyorlar. (ki bildiğim kadarıyla Gazali'ye kadar cevaz verilmiyor.) peki nedir taklidi iman?

"eğer müslüman bir anne babadan değil de hristiyan bir ailede doğmuş olsaydık, hristiyan olur muyduk?" bu soruya evet cevabı veriliyorsa o iman makbul değildir. çünkü bu durumda islam, islam'ın hakikat olduğu idrak edildiği için değil, toplumsal/kültürel nedenlerden ötürü seçilmiştir. bu kişiyle aynı durumdaki bir hristiyanı düşünelim. biri cehenneme gidecekken, diğeri cenneti hak ediyor: peki fark ne?

hakeza pascal'ın imanı. "inanıyorum çünkü ahiret yoksa bir zararım yok, ahiret varsa da kazançlıyım." bu bulanık mantık, ameli hayatta insanların kullandığı mantık. aslında iktisatçı mantığı da denebilir. kar-zarar analiziyle iman.


Giriş mahiyetindeki basit husus idi ilk kısım, ikinci kısım ise zor meselelerden biri. o yüzden ikinci kısmı net bir sonuca bağlayamıyoruz zaten.

bakalım ne kadar devamını getirebilecem bu dersin, inşallah bu sefer olur ya hadi inşallah.


*bazı cümlelerim direk hocadan çalıntı. inşallah intihal olmuyordur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kurumlar (Institutions) Yazı Dizisi 1

Anadolu’yu Levent’e Bağlayan Köprü: Hisarüstü