selamün aleyküm,

çapımın bilincinde olarak, boyumdan büyük meselelere girmekten imtina ediyorum. çünkü daha ilmin ne olduğunu, felsefenin neliğini öğrenimine ilk adımını atmış bir bebek gibi görüyorum kendimi. daha bu noktadayken, yani başlangıç seviyesindeyken, kendimi gelenekçi ya da modernist olarak tavsif edebilecek bir kalibreye sahip değilim. hadi geçtim bütün bunları, daha güncele dokunan ihtilaflı fıkhi meselelerde bile bir noktada emin bir duruş sergilemem dahi abes. fakat yeni doğmuş bir çocuk olarak bildiğim bir şey var ki, o da islam fıtratı üzerine doğduğum. her ne kadar kocakarı imanının tasvip edilmediğinin farkında olsam da, daha imanımı sorgulayacak düzeye de gelmedim. o yüzden, arapçanın ve islami ilimlerin başında bir genç olarak, ne bilumum tarikatlara müntesip olabilirim, ne de onları nefyedebilirim. ne selefiye'yi benimseyebilir, ne rabıtayı kutsayabilirim. şimdilik yapabileceğim en iyi şey, islam dairesi içinde septik kalmak. o kadar. ne zamanki öğrenilmemesinin meşru mazereti olmayan ilim eşiğinin yukarısına geçerim, o zaman tarikat müntesipliğinin eğriliğine doğruluğuna hüküm veririm. şimdilik, bırakın kafasında net görüşleri olmayan bir mukallit olarak kalayım. kimi taklit edeceğim de elbet kalbi yakınlıklara göre şekillenecektir. yani nasip.

epey hızlı yaztım, umarım derdimi anlatabilmişimdir.

selametle.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kurumlar (Institutions) Yazı Dizisi 1

generals.io: yeni nesil age of empires

It’s gotta be true, because data says so