Kemalizmi Neden Öldürmeliyiz?
Kemalizm her ne kadar okuyup-yazan çevrelerde son nefesini vermişse de, solun da sağın da elitlerinde Mustafa Kemal artık mevzu-bahis bile olmaktan çıkmışsa da; bazı organların bu konuda olumlu yönde atacağı her adıma taş koyan kalabalıklar (Taraf'ın "inkılap dersleri kalkıyor" haberine gelen yoğun tepki üzerine Yök'ün geri adım atması gibi) hala Kemalist öğretiyle büyüyor ve bu gidişle de bugünün "Chp kadın kolları üyesi laikçi teyze" imajı bir 20 sene sonra da varlığını tüm genişliğiyle devam ettirecek. Yani Kemalizm bugün öldürülmezse, bir şeyleri değiştirmeye ya da bir şeylerin değiştirilmesini engellemeye muktedir kalabalıklar yarın da her fırsat bulduklarında hakikatin önüne dikilecekler. Entelektüel çevreler tıpkı bugün olduğu gibi gelecekte de tarihi tarafsızca anlatma yolunda ilerleyemeyecekler, kendilerinin tarihi bilinç düzeyleri ne denli yukarılarda olursa olsun.
Kemalizmin halk bazında ölmesi demek, ilkokul sıraları boyunca okutulan müfredatın ve bu ideolojinin ve dahi bu zihniyetteki eğitmenlerin hakikatle haşır neşir olmasını sağlamak demek. Bu gerçekleştirilebilirse 20 sene içinde çok şeylerin değişeceğine inanıyorum. Düşünsenize, çarşaflı ile açığın fotoğraflarını yan yana verip, "Atatürk bizi gericilikten kurtardı" laflarıyla çarşaflıya "öcü" muamelesi yapan hayat bilgisi kitapları olmayacak belki de. Ya da iki gün neden su içmediğini ancak psikoloğa götürüldüğünde "Atatürk içimizde yaşıyor, su içersem boğulur." diye açıklamayacak çocuklar. Ya da belki de en önemlisi utanmaları gereken bu olayları gururla servis eden gazetelerin dinazorları olmayacak.
Ama elbet önce Kemalizmin öldürülmesi gerek. Bir ümmetin bütün geçmişini inkar etmiş, yeni nesilleri de Cumhuriyet'in olmayan değerleri üzerine yetiştirmeye çalışmış bu ideolijinin bütün bir halkın zihninden kazınması gerek ki ben-idrakimize yeniden kavuşalım, hangi medeniyetin tarafında olduğumuzu hissedelim ve artık kendimizi "Biz Doğu ile Batı arasındaki köprüyüz." diye kandırmaktan vazgeçelim, meşrebimizi sıhhatlice yeniden tayin edelim.
Bugünlerde Atatürk'ü eleştirebilme yolunda atılan her adımın, her şeyin rahatça konuşulabildiği, 5816'nın kaldırıldığı nihai noktaya ulaşma sürecinde bizi biraz daha ileriye götürdüğünü ve bu ipi bırakırsak sil baştan başlamak zorunda kalacağımızı düşünüyorum. Bu eleştiri dalgasını biraz daha cesaretle olabildiğince ileri götürelim; ta ki resmi tarih anlayışı meşruiyetini kaybedene, gözlerini alternatif tarihe açana dek.
Beni Kemalizm meselesini bu kadar ciddiye almaya iten, Atatürk hakkında ne desem çevresinde büyüdüğüm Çankaya efradınca hala lince uğruyor oluşum mudur yoksa gerçekten bir şeylerin değişmesi için (haşa) yoktan var edici Mustafa Kemal imajının yıkılması gerekliliğine inanıyor oluşum mudur, bilmiyorum.
**
Kemalizmin halk bazında ölmesi demek, ilkokul sıraları boyunca okutulan müfredatın ve bu ideolojinin ve dahi bu zihniyetteki eğitmenlerin hakikatle haşır neşir olmasını sağlamak demek. Bu gerçekleştirilebilirse 20 sene içinde çok şeylerin değişeceğine inanıyorum. Düşünsenize, çarşaflı ile açığın fotoğraflarını yan yana verip, "Atatürk bizi gericilikten kurtardı" laflarıyla çarşaflıya "öcü" muamelesi yapan hayat bilgisi kitapları olmayacak belki de. Ya da iki gün neden su içmediğini ancak psikoloğa götürüldüğünde "Atatürk içimizde yaşıyor, su içersem boğulur." diye açıklamayacak çocuklar. Ya da belki de en önemlisi utanmaları gereken bu olayları gururla servis eden gazetelerin dinazorları olmayacak.
Ama elbet önce Kemalizmin öldürülmesi gerek. Bir ümmetin bütün geçmişini inkar etmiş, yeni nesilleri de Cumhuriyet'in olmayan değerleri üzerine yetiştirmeye çalışmış bu ideolijinin bütün bir halkın zihninden kazınması gerek ki ben-idrakimize yeniden kavuşalım, hangi medeniyetin tarafında olduğumuzu hissedelim ve artık kendimizi "Biz Doğu ile Batı arasındaki köprüyüz." diye kandırmaktan vazgeçelim, meşrebimizi sıhhatlice yeniden tayin edelim.
Bugünlerde Atatürk'ü eleştirebilme yolunda atılan her adımın, her şeyin rahatça konuşulabildiği, 5816'nın kaldırıldığı nihai noktaya ulaşma sürecinde bizi biraz daha ileriye götürdüğünü ve bu ipi bırakırsak sil baştan başlamak zorunda kalacağımızı düşünüyorum. Bu eleştiri dalgasını biraz daha cesaretle olabildiğince ileri götürelim; ta ki resmi tarih anlayışı meşruiyetini kaybedene, gözlerini alternatif tarihe açana dek.
Beni Kemalizm meselesini bu kadar ciddiye almaya iten, Atatürk hakkında ne desem çevresinde büyüdüğüm Çankaya efradınca hala lince uğruyor oluşum mudur yoksa gerçekten bir şeylerin değişmesi için (haşa) yoktan var edici Mustafa Kemal imajının yıkılması gerekliliğine inanıyor oluşum mudur, bilmiyorum.
**
Yine Kemalizm meselesine absürt bir örnekle devam edeyim:
İktidardaki bir partinin kendi eliyle kendi muhalifini kurdurttuğunu düşünün bir. Neden kendi elleriyle atar kendi muhalifinin temelini? Cevabı zor olmasa gerek: Muhtemel eleştirilerin dozunu ve muhaliflerin kimliklerini kendisi belirlemek ister ki gayri-resmi işlerinin üzeri rahatça örtülsün ve halkın muhalif kesimini ayakta uyutabilsin ağzına bir parmak bal çalarak. Hatta Has partiyi Akp'nin kurdurttuğuna, Baykal'ın devrilmesinin de Erdoğan'ın elinden olduğuna dair çok acayip komplo teorileri dolanıyordu ortalıkta. Buraya kadar her şey normal mi? Normal.
Peki Allah aşkına Atatürk'ün en yakın arkadaşlarından biri olan Ahmet Ağaoğlu'nun hatıralarından, Atatürk'ün Serbest Fırka'yı kurdurmasını gururla anlatan, bunu Atatürk'ün "demokrasi aşkına" bağlayan lise 3 edebiyat ders kitabı ve bunun Kemalist eğitmenleri hangi tarih öğretiminden bahsedebilirler? Yorumların bu kadar zorlama olması insanı hiç mi düşündürtmez?
Allah'a emanet olun.
Selim Yaman, 15.11.2012, dosdoğruhaber.com
İktidardaki bir partinin kendi eliyle kendi muhalifini kurdurttuğunu düşünün bir. Neden kendi elleriyle atar kendi muhalifinin temelini? Cevabı zor olmasa gerek: Muhtemel eleştirilerin dozunu ve muhaliflerin kimliklerini kendisi belirlemek ister ki gayri-resmi işlerinin üzeri rahatça örtülsün ve halkın muhalif kesimini ayakta uyutabilsin ağzına bir parmak bal çalarak. Hatta Has partiyi Akp'nin kurdurttuğuna, Baykal'ın devrilmesinin de Erdoğan'ın elinden olduğuna dair çok acayip komplo teorileri dolanıyordu ortalıkta. Buraya kadar her şey normal mi? Normal.
Peki Allah aşkına Atatürk'ün en yakın arkadaşlarından biri olan Ahmet Ağaoğlu'nun hatıralarından, Atatürk'ün Serbest Fırka'yı kurdurmasını gururla anlatan, bunu Atatürk'ün "demokrasi aşkına" bağlayan lise 3 edebiyat ders kitabı ve bunun Kemalist eğitmenleri hangi tarih öğretiminden bahsedebilirler? Yorumların bu kadar zorlama olması insanı hiç mi düşündürtmez?
Allah'a emanet olun.
Selim Yaman, 15.11.2012, dosdoğruhaber.com
Kendi muhalefetini yaratmanın altındaki mantığı iyi açıklayabilecek bir fikir ortada, bu kabul. Peki kurduğun bu mantığı demokratikleşme adına çok partili sisteme her geçişi açıklamak için kullanıp dünyada demokratikleşme yok desem nerede hata yapmış olacağım? Gördüğün üzere bu çıkarımlar böyle yürümez.
YanıtlaSilNeden yürümesin ki? Uzağa gitmene gerek yok, bugünün Suriye Ulusal Konseyi'ne bile baksan kafi. Bir diktatör tüm yetkileri yıllarca elinde tuttu da sonra kendi eliyle bir muhalif mi kurdurttu? Ya da bugünün Mısır'ına bakalım, devrimden sonra parti kurma yasası gevşetildi ve statükocular bile seslerini duyurma hakkına sahip oldular. (tc'nin kuruluşundan sonraki islamcıların akıbetini hatırlatmak istemiyorum.)Yani muhalefetin illa önce otorite tarafından mı kurulması gerek?
YanıtlaSil