sıradan hayat

vapura binip sisli denizi ancak 5 numara gözlükleriyle buharlı camdan gören adam, boğaz simit martı güzellemesi yapacaktı, utandı.

“beşiktaş’ta kahvaltı qeyfi” yazacaktı koştururken simit yemeye çalışan yalnız adam, utandı.

“arkadan boş otobüs geliyo zaten ya. kaptan kapasana kapıyı. ” diyecekti otobüse savaşa gidermiş gibi binen adam, utandı.

tivikıra bakicam diye otobüsü kaçırıp titreye titreye sonraki otobüsü beklemek zorunda kalan adam, “kar maskeleriyle okulu molotoflayalım mı?” diye tivit atacakti, utandı.

sokakta doğüşmeye cesareti olmayan, başakşehir’in bol güvenlikli sitelerinde büyümüş adam dünyayı kurtaracaktı internetten, cihat marşları paylaşacaktı, utandı.

namazlarını horozun yem yediği gibi kılan adam, islamcılıkta mangalda kül bırakmayacaktı, utandı.

olmayan sevgiliye şiirler dizecekti aşkın yanından bile geçememiş kararmış kalpli adam, utandı.

kantinin acı çayından midesi bulanan adam, çay edebiyatı yapacaktı, utandı.

çok bilmiş edasıyla jizek’in geyiğini çevirecekti hayatında felsefe metni okumamış adam, utandı.

en sonunda

“yavan hayatlarımızdan riyâkarlık ederek mi sıyrılacaz lan anasını satayım.” diye içinden geçirdi ve aptal hayatına geri döndü sıradan adam.

ucurumfikirsanat.com  - 13 Aralık 2013

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kurumlar (Institutions) Yazı Dizisi 1

mantık ilmine giriş denemeleri

Academia vs Journalism